Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 34,4372 | 34,4992 | |
EURO | 36,3826 | 36,4482 | |
Son günlerde herkesin dikkatini çeken ve nefret uyandıran bir olay var, bu olayın adı “Yenidoğan Çetesi” bize göre bu görünen sadece ön kısmı yani Batan TİTANİC Gemisin buzula çarptığındaki gibi dibi görmeden sadece görünen kısımda hasar yok denilerek yol yürünmesidir.
Bu ülkede bir dönem sağlık personeli olarak görev yaptım ve emekli oldum, sağlık camiasında çalıştığım süreçte genel başkanlıklarını yaptığım Sendika ve Dernekler de değişik zamanlarda ; 2006-2022 yıları arasında yazdığım 1635 makaleden seçerek oluşturduğum SAĞLIKTA YAZDIKLARIM kitabımda ;
1-27/08/2006/ İstanbul Labder /SAĞLIKTA TARİKATLAR CİRİT ATIYOR SAĞLIĞI TARİKATLARMI YÖNETİYOR?
2-10.11.2009/Aksaray/ SAĞLIKTA DÖNÜŞÜMÜN PAZARLANMASINDA SUÇLU KİM?
3- 20.12.2013/Ankara SAĞLIKTA YOLSUZLUK VE ÇETELEŞME yazısı, (https://www.youtube.com/watch?v=S_3SjBt9N4c)
4-11.02.2014/Ankara LİYAKATSIZLIK YOLSUZLUĞU BERABERİNDE GETİRİR!
5-11.11.2019 tarihinde KONUSU; “ÇOCUKLAR VE HASTALAR ÖLÜYOR-DEVLET SOYULUYOR” içeriğinde olan bir yazısını İstanbul İl Sağlık Müdürlüğüne Gönderdim.
Bu yazıda;
Bazı özel sağlık kuruluşlarının nasıl bu kadar büyüdüğünü, Bazı kurumların şehir hastanelerinde nasıl ihaleye girdiğini ve özel hastanelerin bazılarında tedavi odaklı değil para odaklı işlem yapıldığı sadece SSK dan alınan paranın esas alındığını hasta ölümlerine sebebiyet verildiğini ve bu kuruluşlarının bazılarından isimleri şu şekilde diyerek 7 Özel Hastane ve 3 Diyaliz Merkezinin 2 Özel Laboraatuvar ismini verirmiştir. Burada kendi isteğim ile isimleri yayınlamıyorum. Şuan yayınlanan hastane isimlerine baktığımıda bu yedi(7)hastanenin isimlerinde basına yansıyan hastaneler arasında yer alamsıdır. Aslında ben bugünkü durumu 2023 yılından önce ihbar edttim.Saadece özel değil kamuda olan yoğun bakım uygunsuzluklarınıda ihbar ettim.
Yine 2013 yılında; İstanbul’da Arnavutköy Devlet hastanesinde aynı günde VRE ile ölen altı(6)hasta ile ilgili Gaziosmanpaşa Savcılığına Başvururken ne yazık ki o dönem Başhekim olan YD ile ilgili Gaziosmanpşa savcı tarafından kapatılmış ve takipsizlik verilmiştir.
2019 yılında Ankara’nın göbeğinde bir kamu hastanesinde yine ihmal yüzünden ve göreve gelmeyen laboratuvar uzmanın ihmali yüzünden beş bebek ölümü aynı gerçekleştiği CİMER üzerinden ve O dönem Ankara İl Sağlık Müdürü adına yazılar gönderdim ne yazık ki bu dosyada muhakkik/incelmecildrce kapatılmış siyasi desteklerle takipsizlik verilerek kapatılmıştır.
Aslında vatandaş ve çalışanlar ihbarlarını yapıyoar lakin,devlet adına denetleme ve inceleme görevi yapanlar ne yazık ki görevlerini yapmıyor.Yapsada neden yaptın denilerek cezalandırılıyor.Adınada kurumsal mahremiyet deniyor...
Demek istediğim şu; aslında “Sağlık Bakanlığı Merkez ve Taşra Teşkilatları” 663 KHK da kendine biçtiği görev olan “DENETLEME” görevini de yapmadığıdır.
Bugün konuşulan bu olay aslında sayın savcının başarısıdır. Yani Cumhuriyet Savcısı sayın Yavuz Engin Korkmadan,Tehditlere boyun eğmeden olayın üzerine gitmesidir. Eğer savcı kişi ve siyasi baskılara boyun eğmese halen bu çete bu devleti soymaya devam edecekti. Savcı beyi kutluyoruz.
Yukarıda da anlattığımız bilgiler irdelendiğinde; Sağlık sistemimizin bir günde bu duruma gelmediği, ne yazık ki sistematik olarak süregelen bir çarpıklaşma ve devleti ekonomik olarak sömürme(SGK’nın %200’ün üzerinde ilave ücret talebini denetleyememesi) ve hasta sağlığının hiçe saymaktır. Artık bazı sorunlarla yüzleşmemiz gerektiği çok net ortadır.
Bilhassa özel hastanelere karşı denetimsizlik, ticarileşme, sağlık hizmetlerinde kaliteyi düşürmüş kamu hizmetlerinin sunumunda pek çok eşitsizliği derinleştirmiştir.
Sağlıkta dönüşümün ülke ve sağlık çalışanları menfaatine olmadığını bir kere daha görmüş olduk. Yönetimler Liyakat üzerine oturmadıkça ve iş ehline verilmediği müddetçe bu olaylar hep yaşanacak. İnanın bu da unutulacaktır.
İşte şimdi şu çağrıyı tekrarlıyoruz. Ülkemizin sağlık sisteminin iyileştirebilmesi adına derin yapısal reformlar zaruri bir ihtiyaç haline gelmiştir. Sosyalizalizasyon kanununa geri dönülmeli Halk Sağlığı ve Koruyucu sağlık güçlendirilmeli, garanti hasta ile sağlık kurumları kurulmasından vaaz geçilmelidir.
Mesele şu; kısa bir süre önce göreve gelen Sağlık Bakanımız sayın Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’na tarihi bir sorumluluk düşmektedir.
CİMER şikayeti bile dikkate alınmış olsa dahi bu konuda o dönem Sağlık Bakanlığı yapan Sn Fahrettin KOCA ve OHSAD başkanı bu konularda bir açıklama yapmalıdır. Yine şuan Sağlık Bakanı olan Sn Kemal Memiş oğlunun ilgili hastanelere yapılan dolaylı dolaysız denetimi ve bildirimleri hakkında geriye dönük resmi belgelerle suçlanan Sağlık Bakanı olarak kendisinin Sağlık Bakanlığın nasıl bir yol haritası hazırladığını tüm kamuoyu ile paylaşılması gereklidir.
Aksi durum 2020 yılında Dünyayı tehdit eden COVİD-19 sürecinde bir cemaat içerisinde sağlık koordinatörü yapa ve bu firmadan kit alımı gibi buda omuzuna bir yük olarak konacaktır.
BİZ SAĞLIK PROFOSYONELLERİ OLARAK; Türk halkından ricamız şudur. Mesleğini ve onurunu paraya değişen onursuz kişiler yüzünden lütfen işini hakkı ile yapan sağlık personellerini hedef tahtasına koymayınız!
Unutulmamalıdır ki, Bu ülkede aziz vatanımızın başına gelen her türlü doğal felakette en ön safta mücadele eden yine mesleğini etik değerler çerçevesinde sağlık çalışanlarımız sayesinde olmuştur.
Hatırlayınız; Covid-19 pandemi döneminde cansiperane bir emekle milyonlara şifa dağıtmış, fedakar ve özverili çalışmasıyla büyük felaketi milletimizin en az kayıpla geçirmesine mesleğini insanlık için yapan sağlık personelleri sayesinde olmuştur.
Bu ülkenin çıkmazı baskı ve sindirme akabinde görevini hakkı ile yaptığı için sürgünler verilmesidir. İşte bu nedenle devletin gücüne inan savcılarımızın sayısının çoğalması temennimizdir. Hükümetler geçicidir. Devlet bakidir. Savcı ve yargıyı tesis edenler devletin baki olduğuna inanarak Adaleti tesis ettirmelidir.
Kurumlara atanan idareciler; Cemaat-tarikat, Sendika ,siyasi odaklı olarak göreve gelmemelidir. Devleti yöneten ve atama yetkisi olanlar “İŞİ EHLİNE TESLİM ETMELİDİR” Aksi durum bu ülkede yolsuzluk ve çeteleşmeyi kaçınılmaz kılar.
Sağlık Çalışanları olarak bunu bu ülkede son yıllarda iliklerimizde sonuna kadar hissediyoruz. Ülke olarak bunu 15 Temmuz kalkışmasında yaşadık.
Saygılarımla
Hüseyin AYHAN Genel Başkan